Sokakları sakız kokan Alaçatı
Türkiye’nin son yıllarda popüler tatil merkezlerinden biri olan Alaçatı, özellikle sörf sevenlerin gözdesi. Mavi-beyaz renklerin hakim olduğu Alaçatı, deniz sporları kadar gurme yemekler sunan restoranlarıyla da ünlü...
Alaçatı’nın girişinde Don Kişot’unkine benzeyen yel değirmenleri karşılar sizi… Uzaktan bakıldığında nasıl bir yer olduğu anlaşılmaz. İçine girip görmek, gezmek lazım. Zaten hayatında bir kez Alaçatı’ya giden aşık olur, bir daha bir daha gelmekten kendini alıkoyamaz bu her yeri sakız kokan yere. Hele bir de sörf seviyorsa… Çünkü her mevsim rüzgârı vardır. Zaten mitolojide rüzgar tanrısı Boreas’ın ev adresi olarak Alaçatı gösterilir.
Alaçatı’nın popüler hale gelmesinden sonra girişinde büyük marketler, restoranlar, çeşitli mağazalar sıra sıra dizildi ama Alaçatı’nın dokusu hala korunuyor. Zaten belli bir noktadan sonra araçla devam edemeyeceğinizi gösteren tabelalarla karşılaşırsınız. Alaçatı’nın merkezine belirli saatler dışında araç giriş çıkışı yasak. Alaçatı’da herkes yürür. Bütün mesafeler, uzak ya da yakın yürüme mesafesidir.
Maviyle beyazın dansı
Daracık taş sokaklar, eski taş binalar, rengarenk sardunyalar… Alaçatı’ya beyaz ve çivit mavisi hakimdir, bir de sardunyalar… Aynen Yunan adalarında olduğu gibi… Alaçatı’ya her seferinde motosikletle giderim. Çünkü sörf yapılan yer, konakladığım yer ve merkez farklı noktalarda. Aslında hepsi yürüme mesafesi, tabii yürümeyi sevene…
Alaçatı aslında eski bir Rum kasabası. Zamanında bağları ve şaraplarıyla ünlüymüş. Ancak mübadele döneminde Türklerin gelmesinden sonra şarabın yerini zeytinyağı almış.
Her zaman rüzgâr vardır, yönü değişse de fark etmez. Hem sörf hem de kiteboard’un yapılacağı ender yerlerden biridir. Bir keresinde tam 3 gün kiteboard yapmak için rüzgar beklemiştim. Rüzgar istediğim gibi değildi. Mecburen sörf yaparak avunmuştum.
Alaçatı, her seviyeden sörf yapanlar için en ideal yerlerden biridir aynı zamanda. Yeni başlayanlar için de… Alaçatı plajında yan yana dizilmiş çok sayıda sörf okulu mevcut. Her türlü malzemeyi kiralayabilirsiniz. Hayatınızda hiç sörf yapmadıysanız bile, yaşınız kaç olursa olsun ders alıp sörf tahtasıyla dalgaların üzerinde kaymanın zevkine varabilirsiniz. Sörfün güzelliği de bu zaden, ister 7 ister 77 yaşında olun, yapabilirsiniz. Özellikle Alaçatı’da…
Taş evlerde konaklama
Eskiden karavan ve çadır kurulacak tesisler mevcuttu. Ancak son yıllarda bunlar kalmadı. Sezon zamanı talep nedeniyle fiyatlar çok yüksek oluyor. Bu nedenle erken rezervasyon yaptırmakta yarar var. Çok sayıda butik oteller ve birkaç tane pansiyon var. Birkaç tanede büyük oteli mevcut. Alaçatı’nın mimari dokusun bu mekanlarda hissedebilirsiniz.
Yeni yapılar da eski binalar gibi taştan yapılıyor. Alaçatı mimarisine uygun olarak ortada bir avlu ve 3 katı geçmeyen bahçe içinde evler… Artık çadır kuramadıkları için, sürekli ve uzun süreli sörf yapmaya gelenlerin tercihi ise ortaklaşa sezonluk ev kiralamak. Size tavsiyem, Alaçatı’da mutlaka eski taş evlerden butik otele çevrilmiş bir yerde konaklamanız. Hem dekorasyonu hem de havası sizi geçmişe götürecek.
Sabah kahvaltısı şöleni
Alaçatı’nın bir diğer özelliklerinden biri de muhteşem sabah kahvaltıları. Öyle porsiyonu hazır kahvaltılardan değil. Ege güneşinde pişirilmiş özel reçeller, bal, kaymak, Ege zeytini, taze domates, omlet, zeytin… Dolu dolu bir Akdeniz kahvaltısı… Alaçatı’da en az akşam yemeği kadar özeldir sabah kahvaltıları…
Görülecek yerler
Deniz sporlarını sevmiyorsanız, deniz, kum güneş üçlüsüyle kucaklaşabilirsiniz. Sadece daracık sokaklarında gezip eski ama günümüze kadar korunmuş taş evleri seyredip fotoğraflarını çekerek vakit geçirebilirsiniz. Böylece, sakin bir gün sonunda, Alaçatı gecelerinin keyfine varmak isteyebilirsiniz. Buranın bir diğer özelliği de birçok sanatçının Alaçatı da yaşaması. Resim ve sanat seviyorsanız, sanat evlerini gezebilirsiniz. Alaçatı’nın çevresinde yel değirmenleri ve Çeşme, Ilıca, Şifne, Çiftlikköy, Dalyan’ı gezebilirsiniz.
Alaçatı geceleri
Dünya çapında popüler mekanlardan biri haline gelmesinden sonra, ünlülerin akınına uğrayan Alaçatı’da her an yerli veya yabancı bir oyuncuyu, medyatik bir simayı görebilirsiniz. Yine ünlü ve sosyetik simaların Alaçatı’yı tercih etmesi nedeniyle, Alaçatı gecelerini de oldukça renkli geçiyor. Özellikle yan yana dizilmiş küçük ama gurme mutfağa sahip restoranların ünü dünyaya yayılmış durumda. Küçük beyaz masaları, kareli veya parlak renkli masa örtüleri, Ege balıkları ve mutlaka sardunya çiçekleriyle yine beyaz ve mavi adeta Alaçatı’nın simgesi haline gelmiş durumda.
Her yerde sakız
Sakızlı kahvesi, sakızlı reçeli, sakızlı dondurması, sakızlı muhallebisi veya sakız likörü… Alaçatı’nın en ünlü şeylerinden biri de sakız… Sakız kokusunu takip etmeye kalkarsanız yandınız. Çünkü Alaçatı’da her şeyin içine sakız atarlar. Tatlının, kahvenin…Alaçatı’nın sokakları adeta sakız kokar. Tam 6 bin yıl önce Alaçatı’nın sakız ağaçlarıyla dolu olduğu söylenir. Günümüzde 3-5 tane kalmış eskilerden. Ancak son yıllarda fidan dikilerek yeniden sakız ağaçları canlandırılmaya çalışılıyor.
İçkili restoranlar ne olacak?
Geçtiğimiz hafta, Alaçatı çarşısındaki birçok restoranın devredildiği haberleri yayınlandı. Diyanet’e verilen taşınmazlar arasında kiliseden camiye dönüştürülen ve belediye tarafından yaptırılan restorasyonun ardından Hıristiyan figürleri perdeyle kapatılarak hem cami, hem kilise olarak kullanılan Pazar Yeri Camisi’nin yanı sıra, caminin çevresindeki 22 dükkan, Orta Kahve semtindeki tarihi belediye binası ve şehir merkezinde 4 dönümlük arsa yer alıyor. Bu dükkanların büyük kısmı içkili restoran.
Bunları mutlaka yapın
Kabak çiçeği dolması yiyin, sakızlı dondurmayı tadın, Alaçatı çarşısında gezip rengarenk incik boncuklara bakın, sızma zeytinyağının tadına bakın, deniz börülcesi yiyin. Sörfü deneyin olmadı sörf yapanları izleyin, avlusu olan eski taş evlerden birinde konaklayın ve gece avluda oturup yıldızlara bakın…
(21 Haziran 2014, Posta 212 Gazetesi – Figen Onur)
