Röportaj

Ondokuz yaşında 18 estetik ameliyatı

Çok genç, çok yakışıklı, çok hırslı… Beyaz Şov ve Okan Bayülgen’in programına çıktığından ve Ricky Martin’e benzemek için 18 estetik operasyon geçirdiği söylendiğinden beri herkes ondan bahsediyor… Hamburg doğumlu Bulut Duman, Selanik kökenli bir ailenin en küçüğü. 6 yaşına kadar Almanya’da yaşamış, sonra Türkiye’ye gelmişler. Aynı yıllar tiyatroya başlamış. Daha o yaşlarda sahne için yaratıldığını düşünmüş, ve bu onun için bir tutku haline gelmiş. Müzik eğitimi almış, dans ve oyunculuk dersleri de… Hatta illüzyonistlik bile yapmışlığı var. 19 yaşında geçirdiği bir dizi estetik ameliyatla her yerde kendinden söz ettiren bu gencin aslında kim olduğunu öğrenmek istedik..

Çok gençsin, bu işi yapmaya ne zaman karar verdin?

Aslında bir insan dünyaya bir işi yapmak için gelir. Bence kodlanmıştır o. DNA’sına, enerjisine verilmiştir. Çoklu yaşama da inanıyorum, dolayısıyla bence bana kodlandı; ben karar vermedim. Hep böyle hissettim.

Ne zaman müzik eğitimi almaya başladın?

Kişinin her meslekte eğitim almasından yanayım. Şan dersi, dans dersi, şarkı söyleme teknikleri, sahne… Aslında şöyle düşünebiliriz benim yaşadığım süreci. Hayatım Türk sinemasındaki Kezban filmyeri gibi. Çirkin bir kadını alıp güzel bir kadın yaratırlar. Onu gibi düşünebiliriz. Ama aslında o kadının içinde vardır güzellik. Zorlamayla bir şey olmaz, özünde varsa olur. Kendimi öyle görüyorum.

Peki tahsil hayatın ne olacak?

Liseyi bitirdim. Albüm çalışmalarım var. Bu sene üniversite sınavına girmedim. Gelecek yıl üniversite sınavına girip tahsil hayatıma devam edeceğim.

Estetik ameliyatlarınla gündeme geldin…

Benim için hazırlanan metinlerin hiçbirinden haberim olmadı. Seda Sayan’ın programında ilk defa VTR’mi yayında izledim. Ricky Martin’e benzemek için bir dizi ameliyat geçirdiğim söylendi ve ben kala kaldım. Hiç o kadar ameliyat yok, o kadar işlem yok. Bir anda yayın sırasında onlar söylenince ben artık ameliyat sayısı uydurmaya başladım. Yani VTR önceden hazırlanmış ameliyat sayısı önceden verilmiş. Hiçbir şeyden haberim yok. Ricky Martin’e benzediğimi düşünmüyorum. O çok yakışıklı bir adam. Ne o kadar çok estetik var ne de birilerine benzemek için yapıldı bu işlemler.

Haberlerden birinde “penisime bile estetik yaptırırım” yazıyordu. Dedin mi bunu?

Yok. Uzun bir metnin altında en can alıcı kelimelerini almış, şöyle bir cümle çıkmış: “Penisime bile estetik yaptırabilirim, yatakta çok başarılıyım, son zamanlarda aseksüel oldum ama oysa performansım artmıştı”… İnsanlar bunu okuduğu zaman derler ki: Bu çocuk kafayı yemiş! Artık konuşurken çok dikkatliyim.

Ben senin yüzüne baktığımda estetiklerini çok anlamıyorum. Burunda var sanki sadece.

Evet gören doktorlar da anlamıyor “Senin nerende estetik var?” diye soruyorlar. Ama aslında toplamda 5 tane estetik ameliyatım var. Birkaç tane de cerrahi olmayan işlem var. Aslında o kadar çok ameliyat yok. Ama çıkan bu yazılar haberim dışında olduğu için ben de tasdiklemek zorunda kaldım. İnsanlar da o kadar çok ameliyat geçiren bir insanı çok sağlıklı bulmuyorlar. Ve ben de onlara sonuna kadar katılıyorum. Basında çizilen 19 yaşında 19 ameliyat geçirmiş çocuk profili gerçekten çok sağlıklı bir profil değil. İnsanlar beni yakından tanıdıkları zaman çok fazla estetik olmadığını, benim nasıl biri olduğumu anlıyorlar. Beni isim olarak çok fazla bilmezler ama yüz olarak tanıyorlar.

Peki bu yaşananlar ve haberler seni nasıl etkiledi?
Bu çıkan haberleden sonra psikolojim çok etkilendi. Ciddi travmalar yaşadım.2 ay psikiyatristen çıkmadım. İlaç tedavisini reddettim. Her hafta seans uygulandı. Dolayısıyla bir yanda kalçanda slikonlar var, şunlar bunlar var. “Hayır yok”. Ama ben var demek zorundayım. Birkaç aydır internet pek kullanmadım. Çıkan haberler beni çok olumsuz etkiliyordu, doktorum yasakladı zaten. Sadece tweeter kulanıyoru, bazen de facebook’da her organizasyon sonrası hayranlarımla sohbet ediyorum. Her hareketimi değerlendirip banaçok güzel fikirler veriyorlar. Biz facebook ve tweeter’da kocaman bir aileyiz.

Neden?
Çünkü basında bir imaj çizildi. Basında reklam olsun diye bir şeyler yazıldı. Biz bütün bilgilerimizi verdik. Bir hafta içinde bütün televizyonlarda, ana haber bültenlerinde yayınlanmaya başladı. Yazılar, görüntüler paylaşılıyor bir de. Bu nedenle beim 1 hafta içinde 19 estetik ameliyat olduğum, Ricky Martin’e benzemek istedi gibi haberler çıktı ortaya. Onlar çıkınca bir kanala gidiyorum mesela. Kanaldaki diyor ki “Sus çaktırma, aman boşver reytinting oldu, reklam oldu” . Bundan sonra çıktığım programlarda veya röportajlarda artık doğruyu söyleyeceğim. PR’ım çok doğru yapılmadı. Aslında PR’cı arkadaşlarımın da bunda bir suçu yok ama dolasıyla ben de her yerde tasdik etmek zorunda kalıyordum.

Kendini kurtlar sofrasında buldun bir anda
Evet. Çok küçük olduğumu ben bu camiaya girince anladım. Herkes o kadar sansasyon peşinde ki o kadar yalan bir dünya ki…. Senin de bir yalanın, bir sansasyonun yoksa seni direkt silebilir bu dünya. Bugün şunu da görüyoruz. Çok fazla haber değeri taşımayan insanların da medyada fazla yer alamadığını. Çok güzel sanatçılar, çok yetenekli sanatçılar çıkıyor ama hiçbiri uzun soluklu olduğunu görmedim. Sadece sanatlarıyla gündemde olanlar çok az. Sanırım medya bu hale getiriyor.  Bundan sonra attığım adımlarda çok daha dikkatli olacağım. Bu tarz oyunlara gelmeyeceğim. İnsanlar da bundan sonra daha mütevazi ve doğru konumlandırılmış bir popçu görecekler. Çünkü basında çıkan bu haberlerden sonra kişiliğim zedelendi. Artık bundan sonra her şeyin kurgudan ibaret olduğunu ve reklam için yapıldığının bilincindeyim. İnsanlar da bunu bilsinler ve bana öyle yaklaşsınlar, onların desteğine çok ihtiyacım var. Albümüm almasınlar, konserime gelmesinler ama lütfen beni anlasınlar.

Albüm hazırlığı nasıl gidiyor?
İlkbahar sonunda çok güzel bir albüm geliyor. Yunan müziği, Arap müziği ve elektropop, flamenko yani her tarzdan bir şarkı aldık. Farklı bir albüm yani. İddaalı olmak zorundayım. Sansasyonlarla çıktığım için dinleyecinin karşısına iyi bir albümle çıkmazsam eğer çok uzun soluklu olamam. O nedenle çk iddialı şarkılarla geliyorum. Sanırım bu sefer şarkılarımla, müzik kimliğimle ve şovlarımı konuşacaklar. Daha sanatsal kimlikle değerlendirecekler. Albümdeki şarkıların 5 tanesinin sözlerini ben yazdım. Diğerleri Aşkın Tuna, güven Baran ve Zeynep Dizdar, onlara ait. Şu sıralar sürekli stüdyodayım. Ayrıca sürekli ekiple toplanıp beyin fırtınası yapıyoruz. Hem klip için, hem fotoğraflar için, konsept oluşturuyoruz. Yaz başına hazır olacak. Arkasından da konserler başlayacak.

Konser planların var mı?
Şu ana kadar 20 konser teklifi aldık ama hepsini geri çevirmek zorunda kalmıştık. Çünkü benim tek şarkım vardı. Başkalarının şarkılarıyla da çıkmak istemedim. Albüm çıktıktan sonra konserlere yoğunlaşacağız. Ama enteresan bir şey oldu. Estetik kliniklerinden sponsorluk teklifi geldi. “Bundan sonraki ameliyatlarınızı biz yapalım. Klibinizde bizi adımız geçsin, çıktığınız programlarda bizden de bahsedin” şeklinde teklifler geldi.

Başka estetik operasyonları olacak mı?
Hayır, başka estetik düşünmüyorum. Zaten yapılan estetik ameliatları yüzü değiştirmek değil, yüzü düzeltme ve bazı bölümleri öne çıkarmak için yapıldı.

Hayvanın var mı?
Evde iki tane köpeğim var. Pekinez cinsi. Spike ve Snike. Biri 7 yaşında, biri 3 aylık. Hayvanları çok seviyorum. Ben günümüzde hayvanları biraz da duygusal açıdan kullandığımızı düşünüyorum. Çünkü artık günümüzde insanlar birbirine sarılamıyor. Sanki sarılma, dokunma yetimizi kaybetmeye başladık. O nedenle kedilerimize, köpeklerimize dokunarak bu ihtiyacımızı karşılıyoruz.

Gördüğüm kadarıyla sağlıklı besleniyorsun.
Sigara hiç içmedim, alkol hiç tatmadım, kafeinli içecekleri kullanmam. Kepekli ekmek yieyim, kepekli pirinç yiyeyim gibi kaygılarım yok ama üst sınırlarda da yemem. Zararı dokunacak yiyecekleri pek yemem. Ama gittiğim yerde de ev yemeklerine bayılırım. Pilav kuru fasulye yemeye bayılıyorum mesela.

Spor yapıyor musun?
Evet evde spor odam var. Her gün orada spor yapıyorum.Sabahları fitness, akşamları da çok yormadan egzersizler yapıyorum. Bir de nintendo wii var.

Kitap okuyor musun?
Evet ama çok uzun vakit ayıramıyorum. Felsefe ve kişisel gelişim üzerine kitapları okuyorum fırsat buldukça. Bir de psikoloji kitapları. Mesele çekim yasası ile, evrenin enerjisi ile ilgili kitapları okuyunca, zaten bunları bilmeden kullandığımızı farkettim. Kuran-ı Kerim’i baştan sona okudum. Arapça bilmediğim için Türkçe mealini tabii. Din ve siyaset konuşmayı pek sevmiyorum ama kur’an

Beyaz ve Okan’ın şovlarına çıktıktan sonra çok konuşuldun.
Beyaz şova çıktıktan sonra gerçekten kendimi tanıyamadım. Çünkü o kadar güzel ezberlettiler, o kadar güzel kurguladılar ki her şeyi, kendimi direkt oyuncu olarak görüyorum orada. O ben değilim. Programdan çıktıktan sonra izledim ve ağladım. Oradaki kişinin ben olmadığına ağladım. Ben de reklam için buna prim verdiysem gerçekten ağlanacak haldeyim diye düşündüm.

Sosyal Medyada çok aktifsin.
Evet twitter ve facebook’ta mesaj yazanlara cevap veriyorum, Ama önlem olsun diye ekip olarak şöyle bir karar aldık. Gelen mesajları önce asistanım Umut kontrol ediyor. Sonra da ben oturup hiç üşenmeden hepsine tek tek cevap yazıyorum. Şu ana kadar 3 binin üzerinde mesaj yazdım. Çünkü benim için herkes çok önemli. Hiçbir zaman halkla uzak olmak istemiyorum. Bir de defterim var, not alıyorum. Bugün bana destek olan herkesi unutmamak için not alıyorum. Ben de ileride onlara destek olmak istiyorum.

Ailen sana çalışmalarında destek oluyor mu?
Senim ailem annem ve kardeşlerim. Zaten abim ve ablam yurt dışında yaşıyor. Şu anda mevcut ailem iki köpeğim ve annem.

Baban?
Babam ayrı, yurt dışında. Babamı 8 yıldır görmedim. Görmediğim için unuttum, baba demeyi özledim ama artık yollar ayrıldığı için, ne yapayım alıştım.

Oyunculuk dersleri de aldın değil mi?
Evet alıyorum. Zaten 6 yaşından beri tiyatroya başladım. Keman, piyano dersi aldım. İlizyon dersi aldım. Televizyona çıktım hatta ilizyonist olarak. Çok sevdiğim bir hobim. Sahne şovlarında bunu da kullanmayı düşünüyorum.

Sevgilinden ayrılacağım demiştin, ne oldu?
Kız arkadaşım vardı. Ama ben çok detaycıyım. Her şeyin hesabını da vermek isterim. Onu gittiğim her yere götürmek isteri. Ben sevgiliye sevgili gözüyle bakmıyorum. Vücudun ikinci parçası olarak bakıyorum. Sevgi benim için o kadar kutsal ki, ya ona gereken emeği ve özeni gösterebilmeliyim. Ya da bitirmeliyim. Çünkü belli bir süreden sonra her iki tarafa da acı vermeye başlıyor. O nedenle ikimiz ortak karar aldık ve ayrıldık. Ama hala çok iyi arkadaşız. Şu anda işlerime konsantreyim.

Çok bakımlısın, tam metroseksüel birisin.
Evet, bir de ben mahalle delikanlısı değilimdir. Konuşmam, vurgulamam sert değildir. Ailem beni kibar olarak yetiştirdi. Ama bazen beni gay zannedip gayler de çıkma teklif ediyor.

Yoska gay misin?
Yok, onları çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Belki ileride ben de gay olabilirim. Çünkü tercihler her zaman değişebilir. Ama şu an sadece kızlardan hoşlanıyorum. Sadece kızlardan teklif alırsam sevinirim. Ama bir şey söyleyeceğim. Biraz gay olmadan bu işi yapamazsın. Biraz gay değilsen ama seks olarak değil, cinsel kimlik olarak değil. İşi yaparken, dans ederken biraz gay olmak gerek.

(17 Nisan 2011 Posta Gazetesi – Figen Onur)