GeziPolitics

Kelebekler Vadisi’nde Bir Rüya

Her türlü kimliğinizi, teknolojiyi ve lüksünüzü bir kenara bırakıp, tam doğanın içinde bir tatil yapmaya hazır mısınız?

Bu havalarda herkeste bir “gitmek” isteği var. Şehirden, trafikten, bilgisayarlardan, telefonlardan uzaklaşmak… “Doğayla iç içe bir tatil” hayaliniz varsa, işte ideal yerlerden biri: Kelebekler Vadisi…

Yol yok, elektrik yok ve telefon da yok. Kelebekler vadisi hem bir koy, hem de bir kanyon. İki dağın arasına gizlenmiş. Ama önce bol bol yürümeye, elektriğe fazla bağımlı olmadan vakit geçirmeye, sessizliğe, çadırda yatıp kalkmaya, ortak banyo kullanmaya hazırlıklı olun… “Yok o kadar da değil” diyorsanız, gündüz o gizemli koyda güneş, kum ve denizin keyfini çıkarıp, geceleri de çevredeki otel ve motellerde konaklayabilirsiniz. Ancak, valizinize iyi bir yürüyüş ayakkabısı koymayı unutmayın.

Ulaşmak Kolay Değil

Kelebekler Vadisi’ne giden bir kara yolu yok. Arabaya binip gidemezsiniz. Sırt çantanızı yüklenip yürümek zorundasınız. Üstelik yol öyle dümdüz değil. Oldukça zorlu. Kimi yerde kayalara tırmanacaksınız, hatta yol o kadar dik oluyor ki bazı yerlerde tırmanışa iplere tutunarak devam etmek zorunda kalacaksınız. Ama yol boyunca yeşilin her tonu, çeşit çeşit bitki ve kelebekler var. Üstelik bir de şelale aşmanız gerek. Tam bir survivor yolculuğunun ardından ödül büyük. Yeşille mavinin birbirine bu kadar yakıştığı başka bir yer göremezsiniz.

Deniz Yoluyla Gidiş

Kelebekler Vadisi’ne kara yoluyla yapılan zorlu ama güzel yolculuğu tercih etmiyorsanız, Fethiye’den yarım saatte bir kalkan teknelerle de ulaşabilirsiniz. Koyda bir tane işletme bulunmakta, restoran ve konaklama hizmetleri vermekte.

Çadır veya bungolov

Geceyi bu doğa harikası yerde geçirmeye karar verirseniz iki seçeneğiz var. Ya yanınızda çadırınızı götüreceksiniz ya da oradaki bungolovlardan birini kiralayacaksınız. Sıcak havada gidiyorsanız, uyku tulumu da yeterli… Sahilde bir tek işletme var ve orası dışında konaklama yapılmıyor. Konukların güvenliğinden işletmeci sorumlu. Yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını da buradan sağlayabilirsiniz. Elektrik yok. İşletme jeneratörle günde 3 kere belirli süre elektrik veriyor. Sıcak su güneş panellerinden sağlanıyor. Tam anlamıyla bir doğa hayatı anlayacağınız…

Neler Yapılır?

Ses yok, teknoloji yok… Yanınızda kitap götürmeyi unutmayın. Sakin bir gün geçirmek için bütün koşullar uygun. Koy koruma altında olduğu için denizin altı adeta akvaryum gibi. Gözlüğünüzü alıp dalış yapabilirsiniz.

Koyun sessizliğini arasıra uğrayan tekneler bozuyor kısa süreliğine. Bu teknelerle çevredeki koyları da gezebilirsiniz. Hepsi birbirinden eşsiz. 7 koylar turuna katılırsanız,; Şövalye adası, Samanlık, Hillside, Akvaryum, Dalyan, Kızılada ve Çalış Plajı’nı görme şansınız var. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelaleyi görmeyi de unutmayın.

(1 Haziran 2014, Posta 212 Gazetesi – Figen Onur)